Ördük deniz ağaçlardan, yeşil, doğuştan sevgimiz
Görmedi mi göz yeşillik, sanki biz cehennemdeyiz

Dinle ormanlarda, pınar şırıltısı, eksilmez, kuş sesi
Koşar birbiri ardına, ceylan-geyik-karacanın nefesi

Bir başkadır sis altında orman, saklıdır içinde neler
Dinle kurt ve çakal sesleri, anlatır gizemi nağmeler

Yaşar her nefes Orman Kanunu, nasip, içinde saklı
Gücü yeten kazanır, verilmez güçsüzlere söz hakkı

Sırlarıyla doğar gün, gece gündüzü bir başka güzel
Uymaz isen Orman Kanunu, ödersin canınla bedel

Görmek istersen Yaradan gücü, bekler, Ilgaz Hacet
Deme, olmaz zirvede pınar, suyu akıtanda maharet

Uğraşma sakın, laf-ı güzafla, gel, Kastamonu’ya bak
Ağaç nasıl sevilirmiş, görüp Kastamonu örnek alsak

Tarifi yok, yeşile tutkum, olmuşuz doğarken tutsak
Bir cennet Kastamonu, gelen gitmez nasıl anlatsak

Deme nasıl oldu, Erdal Kaptan, geldi- geçti dersiniz
San bilmez Kastamonu, durur, her köşede emeğiniz