Hani bir vardı Mamoğlu, atanınca kayyum, Diyarbakır’da
Atadık Barış Pınarı’na kayyum, kayıp garip, kalsın hatırda

Ara ki bulasın, kaşı gözü dağılmış, giyinmiş sırtına kaftanı
Bağırırmış; ‘Barış İsteriz-Savaşa Hayır’, unutmazlar satanı

İnler dağlarım Bozkurt sesinden, Mamoğlu’na yağmış kar
Bu kış kolay geçer mi, kaptırmış ki avını, olsa da tövbekâr

Kalmış, Kılıçta Daroğlu, hava limanı, bekler, nasıl haberler
Durulunca ortalık, bekler emir, dökülür inci gibi nağmeler

Biri geldi Temek’e, size tiyo vereyim, bakın neler diyecek
Ben eski ülkücüyüm, atacak nutkunu, peşinden gidilecek

Kalmamış bakacak yüz, değiştirse de artık renk üzüldüm
Şaşmayın, geçecekmiş Devlet yerine, vallahi çok güldüm

Der; neden biz savaşırız, dönsün Suriyeli, Esad’la görüşün
İzleyin tezatları, taban sessiz sanma, dilde hainlik her gün

Vurdukça Mehmetçik namlusu, nerelerden nasıl gelir ses
Yunan-Alman, İngiliz-Fransız, ABD-CHP alamaz nefes

Nasıl bir zihniyettir Yarabbi, gözler kör olmuş, kulak sağır
Vatan, kalkmış ayağa, bunlar değişir mi, bağır Allah bağır