Çocuktum, okullar tatil, koştuk hemen köyüme
Bir evin bir oğluyuz kıymetli olan serildi önüme

Sarıldık koklaştık muhabbet derin okundu yatsı
Dizildiler abdest sırasına namazını kılanlar yattı

Uyandım gün ağarırken uyandıranım serçe sesi
Geliyor damdan böğürtü ağılda kuzu melemesi

Kalktı anam-nenem, yıkadık yüzleri yandı ocak
Kalktı Büyükbabam, takıldım peşine-ne olacak

Giydik ayakkabı açtı dam kapısı, içersi karanlık
Bekledim kapıda gitti açtı Temek oldu aydınlık

Döndü bütün başlar-teker teker-inceledi beni
Evlat! Orda dur yoksa yersin boynuzu çiftesini

Açınca Temek dağıldı damda ağır koku berbat
Kalktı ayağa yatan mallar, verildi ot işte hayat

Geldi anam nenem elde çalmaç sağacak inek
Döndük odaya, namazlar kılınıp dua edilecek

İçtim taze-sıcak sütü, kondu ortaya çorbamız
Çaldık kaşık Allah ne verdiyse doydu karnımız

Dediler, bugün mallar senin, azığa ne istersin
Vurdum sırta azık elde sopa malları sal gelsin

Suladım olukta malları dedi anam gitme uzak
Depecük otlu sal otlasın, az sonra öğle olacak

Vardı Depecük’te, iki kavak, öğle yattı mallar
Yedim azığı uzandım, baktım yeşeren yer var

Kazdım çomakla, çıktı su, bize amma eğlence
Açtım ön yaptım havuz döşedim taş birikince

Susamış ki hemen daldı bizim Fino, keyfi gıcır
Yaptık kavak dalından düdük üfledikçe bağırır

Akşam anlattım evde verildi iki fidan yarın dik
Büyüsün ki kiraz-dut yiyenden duayı hak ettik

Uğradım sık sık suladım ilaç oldu mal kemresi
Boy atıp gelişti bir ayda, nasip seneye yemesi

Birleşirse toprakta su-kemre nebat pervanesi
Kâinat-dönüşümden hasıl, Rabbimin dilemesi

Temek; Işık-temiz hava damda kemre penceresi
Atıyorum Temek’ten, kemre hayat, işte hikâyesi