Okur-yazardık biz, eskiden, Arap kökenli Türk Alfabesi
Değişti bir Kasımda, geçtik, Latin kökenli Türk Alfabesi

Yorumlara baksanız, uçukluyor dudaklar, kalmışız cahil
Gelince Latin Türk Alfabesi, denilmiş eskide ne varsa sil

Geçinir, Atatürkçü, sorsan cevap hazır, aydınlandı zihin
Sözde aydınımız, bildiği tek şey, Marksizm’dir şerefsizin

Birinde Osmanlıya özlem, sanki dedesi, bozmuş neslini
Yapmış ilim dili Arapça, gör halkta, Arap Türk alfabesini

Ey nesil iyi anla, neden çöktü Osmanlı, yaz kafana bak
Kalmaz elde avuçta, akar kanlar, kalırsak ilimden uzak

Yoktu ki okuma yazma, Medrese’de tedrisat, aklı olana
Ezberden öğrenme, tekrara tekrar, benzedik papağana

Taşıdı Arap, Eski Yunan eserleri, bindirdi üstüne yenisi
Çaldı Avrupalı, aktı Fırat Dicle’den sayfaları mürekkebi

Çıkmadı, Fatih sonrası, ilim fende adam, yok Osmanlı
Attık havlu 18. Yüzyıl, verdik karar, olacağım Avrupalı

Yapıldı gemiler, keşfetti Amerika’yı, aç ve açık Avrupa
Bildi dünya yuvarlak, dolup dolup gittiler, yelken pupa

Aldı hızı Rönesans ve Reformdan, geldi, Fransız İhtilâli
Değişti devlet düzeni, demokrasi Cumhuriyet denmeli

Buldular matbaayı, basıldı kitaplar, milyon milyon çeşitli
Uyudu bak Osmanlı, der hattat ne yapar, pek ileri beyinli

Tartıştı ve üretti, doğdu yeni fikirler, vatan-millet-hürriyet
Kanun-kanun hâkimiyeti- milliyet, işte yeşerdi Cumhuriyet

Tartıştılar ulaştılar, gerçekleşti, millet olma bilinci, uyundu
Olduk bölük pörçük, üç kıtada millet savaşmaktan yoruldu

İlan ettik Tanzimat Fermanını, geçti Avrupalı bizi yazık
Gönderdik öğrenci, olur öğrenip yapacakları ülkeye azık

Unutma bak Ey Nesil, doğumun, bin sekiz yüz atmış yılı
Çıkdı Tercüman-ı Ahval, Şinasi-Agâh Efendiye, bakmalı

Onlar ile anladık, ne olmuştur ne oluyor dünyada, nerdeyiz
Yemişiz biz ayvayı, Osmanlıcılık- İslamcılık derdindeyiz

Bakıp, aval aval, açtık ağzı, geldi Slav Milliyetçiliği, sessiz
Bitti beş yüz yıllık hâkimiyet, göçtük Balkanlardan süresiz

Düşündü gördü Abdulhamit, alfabe değişmeli, engelim
Yaymalı ilmi halka, çökeceğiz yoksa, zor kendime gelirim

Düştü devlet dara, kaldı alfabe başka bahara, geldi Jurnal
Gammazladı herkes birbirini, yandı canlar, dediler nefes al

Geldi ayak sesleri, Türkçü-Milliyetçi, Meşrutiyetle doğdu
Ziya Gökalpler ve Ömer Seyfettinler, fikirde babamız oldu

Diyemedi hiç kimse, Osmanlıda ben Türküm, aşağılandık
Kaba saba, görgüsüzdük, vatan dara düşünce, hatırlandık

Aldı sazı, çaldı Anadoludan, Gaba Türk’üm, ben ölmedim
İşte sözleşmişcesine sessiz, Milli Direniş, düşmanı yendim

Yaşadı köyde, geçindi tarım hayvancılık, çalışkandı Türk
Düştü vatan dara, doğdu asil direniş, yarattık biz, Atatürk

Çöktü Osmanlı, kurduk Cumhuriyet, yenilik acil başladı
Ancak taşlar oturdu, ilimle bütünleşildi, harflere varıldı

Kapladı Anadolu’yu, koyu bir taassup, hâkimdi hurafeler
Bitip tükenmiş millet, her şeye inanır, çaresiz boyun eğer

Vardı kırk bin köyüm, okul iki bininde anca, cahildi millet
Erkeklerde yüzde yedi, kadınımda binde dörtle, medeniyet

Yetmiş iki Orta Okul, yirmi üç Lise ile bir Dar ül Fünun
Sözüm ona üniversite, ilimden uzak, sahibi her konunun

Yok öğretmen eğitimi, tablo vahim, vurdu harfle neşter
Bir Kasım, bin dokuz yüz yirmi sekiz, açtı mllet gözler

Otuz beşte yüzde yirmi, ellide otuz üç, atmışta otuz dokuz
İki bin sekiz yüzde seksen beş, işte görün eğitim notumuz

Kalmadı çok şükür, okul öğretmensiz yavrumuz, sevinin
Nerden geldik nereye, ilimle açmışsa önü, Atatürk deyin

Kimi çıkar Osmanlıcı, koptuk kökten, sor demez Türk’üm
Kimisi Devrimci, maşası dinsiz Atatürk, olmadı güldüğüm

Uyan artık Ey nesil, nereden nasıl, nereye, zorlukla geldik
Gelmeseydi Latin alfabesi anlamadan Kuran hatmederdik

Yetişemedik matbaaya, nerede topraklar, şimdi düşünelim
Geldi bilgi çağı, tuttuk ucundan, ilimle geleceğe yürüyelim

Der Temek; olmazsa ilim yol, Atatürk-Bozkurt, kılavuzun
Gelmez iki yaka yan yana, ki o zaman, mışıl mışıl uyuyun

İsterim ilimle uğraş, yetmezse akıl sev, ilim seven, dostun
Bırak miskinliği, oku millet-oku millet-oku millet, okuyun

Yoksa yetmez bil, yüz yıllık çilemden, bizlerden bulduğun
İman Kuran’la sarıl ilme ve yüksel, artık olsun mutluluğun

İşte benim hazinem, nenemin, otuz beşte, sandıktaki çeyizi
Mühürlü kılıç süslü kama, bulduk biz geçmişte kendimizi